19 Mart, 2024, Salı
DOLAR32.3387
EURO35.137
ALTIN2241.6

Piyano vazgeçişleriydi, gitar duygularıydı, keman ise Dünya’nın çığlıklarıydı - Zeynep Tan

Piyano vazgeçişleriydi, gitar duygularıydı, keman ise Dünya’nın çığlıklarıydı - Zeynep Tan

Piyano vazgeçişleriydi, gitar duygularıydı, keman ise Dünya’nın çığlıklarıydı

Bir arkadaşım vasıtasıyla varlığından haberdar olduğum tatlı ve naif bir müzisyen olan Zeynep Tan ile ilgili röportajımı okurken keyif almanızı umuyorum. (@zeyymusic) isimli hesaptan instagramına Zeynep Tan adıyla da bazı youtube videolarına ulaşabilirsiniz.

Seni tanıyabilir miyiz?

Ben Zeynep Tan, 22 yaşındayım. 9 Eylül Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Annemle beraber yaşıyorum, o da öğretmen. Ben de okulum bitince KPSS sınavına girerek kariyerime müzik öğretmeni olarak devam etmek istiyorum. Ancak geçen sene “Sokak Müziği” yapmaya başladım. Annemle yazlık beldeleri gezdik; Çeşme, Dikili, Foça, Didim vb. Bu beldelerde sokakta müzik yapmaya başladım. Bunu yapmaktaki amacım hem anneme katkı sağlamak hem de insanlarla iletişime geçmekti çünkü insanlarla etkileşimi ve müziğimi icra etmeyi çok seviyorum. Bu sanat yolunu seçtikten bir süre sonra bazı mekanlardan teklif alarak onlarla çalışma fırsatım oldu. Ancak umduğumu bulamadım nedense. Çünkü özgürlüğümün kısıtlandığını hissettim, bazen söylediğim şarkının kısıtlanmasından tutun da, söyleyiş tarzıma varıncaya kadar yönlendirilmek istendim. Halbuki bu tarz sanat dallarında sanatçıyı yönlendirmeye çalışmak kişinin sanat kalitesini düşürmekle kalmayıp ben de olduğu gibi bir mekanda çalışma fikrinden soğuttu beni. Böyle olunca yeniden sokakta çalmaya başladım ve ardından Leman Kültür’den teklif aldım. Profesyonel bir mekan da olduğundan aslında önceki tecrübelerime göre daha güzel bir işbirliğimiz oldu ancak Corona sonrasında bildiğiniz gibi her şey durdu. Çalışamaz duruma geldik.

Neler yaptın o dönemde?

Kapanma ve karantina olaylarından sonra Eylül ayında yeniden “Sokak Sanatçı” lığına döndüm. Bu esnada hayata yeniden motivasyon kazandım. Beni dinleyen kişilere sosyal mesafe kurallarına uymaları konusunda fazlaca uyarı yapmama rağmen kişilerin sosyal mesafeye uymuyor olmasından dolayı belediyeden kayıtlı olmama rağmen müziğimi yapmama izin verilmedi.


 

Sokakta müzik yapmak için nasıl bir prosedür gerekiyor? Belediyeden izin mi alman gerekiyor?

İki sene önce Büyükşehir Belediyesi’ne bir taahhüt imzaladım, örneğin toplumda huzursuzluk yaratmamalısın, diğer sanatçılarla sorun yaşamamalısın, insanlara ve esnaflara saygısızlık etmemelisin vb gibi maddeler içeren. Hepsine uydum ve sanatımı bu yönde icra ettim. Hatta bu kartı almaya hak kazanmış kişileri zabıta bile kaldıramaz aslında. Ancak hep izleyenlerin kuralları aşmasının cezası bana ödetildi.

Aslında belki de burada sevinmen gerekir. Çünkü birçok sokak sanatçısının önünden yürürken müzik duyulur ve geçilir ama insanlar senin önünde durup izlemeyi tercih ediyorlar.

Haklısınız, bu çok güzel bir duygu. Çok iyi geliyordu bana ancak devam edemedim.

Bildiğim kadarıyla hem keman çalıyorsun hem şarkı söylüyorsun. Müzik öğretmenliği bölümünü okurken mi öğrendin keman çalmayı?

Keman eğitimini okuldayken almadım ben, 5 yaşındayken başladım keman dersi almaya. 16-17 senedir de çalıyorum. Okulda şan, gitar ve bağlama çalmayı öğreniyorum.

Pandemi nasıl etkiledi hayatını ve müzik hayatını?

İlk başta herkes gibi işin ciddiyetini kavrayamadık. Yazın biter bir daha da geri gelmez diye düşündük. Ancak sonra işimi de kaybedince maddi manevi çok zorluk yaşadım. Maddiyat bir kenara desem ki çok çok önemli aslında ancak benim hayata tutunmamı sağlayan tek şey müzikti. Bir şeye moralim bozulsa, iki gün sonra çalacaksın, dayan biraz diyerek kendimi motive ediyordum ancak bu motivasyon kaynağım elimden alınınca bu okul başarıma da yansıdı duygusal yaşamıma da. Hayatım tek kelimeyle altüst oldu. Arkadaşlarıma baktığımda içlerinde yine en güçlü benim ancak moralman çöktüm. Bazı arkadaşlarım intihar etti.

İki Müzisyen Arkadaşım Corona Döneminde Maddi Kaygılardan Dolayı İntihar Etti ve Vefat Etti

İki arkadaşım canına kıydı, bu inanın çok zor bir süreç. Biliyorum herkes için zor ancak müzisyenlerin geçim sağlayabileceği başka bir alternatif yok. Ben müzik öğretmenliği okuyorum ve okulum bitince bu alanda çalışabilirim ama peki ya sadece müzik bölümünü bitirenler? Aile geçindirip de 3 çocuğu olan ve aylardır çalışamayan müzisyen birini daha tanıyorum. Eşi de çalışmıyor. Düşünebiliyor musunuz? Ne yer ne içer bu insanlar?

Peki devletin bu konuya yaklaşımını nasıl buluyorsun?

Açıkçası bir yardım olacak dendi ama ben nasıl olduğunu anlayamadım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğini kesinlikle gözardı edemem. Biz kartı olan (yaklaşık 40-50 müzisyenizdir) sokak sanatçılarını -ressamlar, canlı heykeller ile birlikte sayı 80-90 civarında oluyordu- toplayarak önce maddi yardımda bulunup ardından sonraki aylarda erzak yardımında bulundular. O kadar iyi geldi ki bu o dönemde anlatamam. Bildiğim kadarıyla bu durum diğer şehir belediyelerinde yok. Erzak yardımını da mutlaka sokağa çıkma yasağına denk gelen günlerde getirirlerdi ki evde bulamadık durumu olmasın diye.

Taksiye binmem gerekti bir hastane işim için geçtiğimiz haftalarda, taksinin şoförü ile konuştuğumuzda kendisinin de müzisyen olduğunu ancak 6 aydır takside çalıştığını öğrendim.

Ülkemizin pandemi politikasını nasıl buluyorsun?

Keşke baştan daha kalıcı önlemler alınsaydı da bu kadar uzun sürmeseydi. Şuan belirli saatlerde restaurantlar açık, otellere gidebiliyor ve toplu taşıma kullanabiliyoruz. AVM’lere HES kodu ile giriliyor. Açık olan restaurantlarda da HES kodu ile kişi alınsa ve hafif bir yemek müziği yapılmasına izin verilse en azından az da olsa bir maddi imkan sağlayabilirdik kendimize.

Türkiye’de ve Yurtdışında sokak müziği yapmak arasında ne gibi farklar var sence?

En başta para birimi farkımız var. Ardından kendi adıma seyircilerimden memnun olmama rağmen benimle gibi sokak müziği yapan bazı kişilerin 2 saatlik bir performans sonrasında kişi başı 3-4 ekmek  alacak kadar kazandıklarını bildiğimden bu durumun yurtdışında sanata daha değer verildiği için izleyen herkesin az da olsa bir katkı sağladığını duyuyor ve görüyorum. Ülkemizde sanırım daha çok katkı sağlamaktan çok izlemeyi tercih ediyor insanlar. Aynı repertuarımı yurtdışında söylesem eminim burada kazandığımın 10 katını kazanırdım.

Sokak Sanatçılığı’na devam edecek misin?

Çok keyif alıyorum ve istiyorum aslında ama sanırım müzik öğretmenliği ile yoluma devam etmem gerekecek. Hem gelirinin belirsizliği hem ileride daha düzenli bir hayat kurma isteğim şuan için beni bunu yapmaya itiyor. Ama belki ileride yine devam ederim. Zaten okulum bitene kadar da karantina süreci bitince yine Karşıyaka Çarşı başlangıcında ve Konak Saat Kulesi önünde çalmaya devam ederim.

Ülkemizde sanata yeterince değer veriliyor mu? Bir sanatçı olarak sen ne gibi öneriler getirirdin bu dönemde?

Yeterli olduğunu düşünmüyorum. Sanırım daha çok platform kurulmasını sağlardım devlet olarak. Müzisyenleri bir çatı altında toplamayı isterdim ve sosyal medya desteği vermek isterdim. Örneğin ben sosyal medya hesabımı kendi çabamla bir yere getirebildim ama daha fazla kişiye sesimi duyurabilmeyi ve desteklenmeyi isterdim.

Instagram hesabının adı neydi?

@zeyymusic

Müzik yapmak isteyen gençlere ne tavsiye etmek isterdin?

Hiç küçük yaşta başlasınlar demeyeceğim.  Müziğin yaşının olduğunu düşünmüyorum. Severek yapılacak hiçbir şeyin yaşla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. İsteyen herkes istediği yaşta müziğe başlayabilir. Küçük yaşta çalan kişinin psikomotor gelişimi artar sadece. Tek söyleyebileceğim şey müziği sevmek ve azimli olmak gerektiği olur.

Son yaşanılanlardan sonra müzik okumasaydım, keşke müziğe yönelmeseydim diyor musun?

Hayır demedim çünkü müziği çok seviyorum. Annem sayesinde başladım. Derslerim de çok iyiydi aslında küçükken ama sonra keman çalmaya başladıktan sonra lisede müziğe yönelmeye karar verdim. İyi ki de böyle yapmıştım.

Şimdi söyleyeceğim kelimeleri duyduğunda sana ilk çağrışım yaptıran kelimeleri söylemeni istiyorum.

Tamam
Müzik Tutku
Zeynep Cesur
Pandemi Karamsarlık
Popüler Sosyal Medya
Hayat   Müzik

Peki senin bir hayat motton var mı?

Ne yaparsan yap aşkla yap. Sevdiğin zaman her türlü zorluğun üstesinden gelirsin.

Doğruluk ve Cesaret oyunuma katılmak ister misin? Çoğu röportajımda oynamayı tercih ediyorum.

İsterim.

Doğruluk mu Cesaret mi?

Doğruluk

Bugüne kadar hiç kimseyle paylamadığın bir sırrın var mı? Varsa nedir?

Yok maalesef. Olmadığı için kaybettiğimi düşünüyorum bazen. Her şeyim fazla şeffaf sanırım.

Son olarak ne söylemek istersin?

Bildiğimiz üzere birçok alanda yasaklar kalktı. Biz sokak sanatçıları müzisyenleri olarak da artık çalışıp maddi ve manevi anlamda tatmin olmak istiyoruz artık. Bu konuda destek bekliyoruz hükumetten. Örneğin saat 19:00 a kadar mekanlarda hafif çaplı canlı müzik çalınsa bunun topluma ne denli zararı olur? Yaşadığımız belirsizlik artık psikolojik olarak çok yordu bizi.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar