İnsanların hayatı boyunca değişik olayları yaşadıkları ya yaşanılan olaylarla ilgili duydukları anılar vardır.
Yaşanılanları anlatmak veya akılda tutabilmek, bir arkadaş ortamında da mizah kültürü ile anlatmak ayrı bir hüner ister.
Yaşamı yaşatabilmek için anlatılan olayları aklında tutabilmek ve yıllar geçse de unutmamak ayrı bir kültür hazinesidir.
Yaşanılan olayları aklında tutarak yıllar sonrasında akıcı ve meraklandırıcı şekilde anlatma yeteneği bulunan insanlar her zaman toplumda aranan kişiler olurlar.
Fıkra, anı veya mizah kültürü insanları güldürürken, bir yandan da düşündürmeye yöneltir.
Şairleri düşünelim, yazdıkları şiirleri ezbere okuyabilmek ayrı bir yetenek olarak tanımlanır.
Doğaçlama ezgiler söyleyen aşıkları düşündüğümüzde, bu olay da ayrı bir yetenek olarak bilinir.
Yazıların basıma dönüştürülmesi, kültürümüzün yaşaması ve yaşatılması yönünden önem taşır.
Yusuf Delikoca ile Ahmet Karataş tarafından hazırlanan, “Gavurdağı ve Osmaniye yöresi mizah kültürü” isimli kitabı okurken; bir yandan gülecek, bir yandan düşünecek, bir yandan da tarihteki eski yıllara giderek aklınızı harekete geçireceksiniz.
Bu kitap, MHP Genel Başkanı ve Osmaniyeli hemşehrimiz Devlet Bahçeli’nin destekleri ile basımı yapılarak okurları ile buluşturuldu.
Bu kitapta Devlet Bahçeli’nin anlattığı bir mizah kültürünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Kaynak kişi: Dr. Devlet Bahçeli olarak gösterilen; “Bu evin ahırı nerde oğlum” isimli halk hikmetini birlikte okuyalım:
“Çukurova’nın pamuk ağalarından birinin oğlu Ankara’da üniversite okumaya gelmiş.
Babası ve annesi ile birlikte kayıtlarını yaptırmışlar. ‘Ağa çocuğu yurtta kalmaz’ demiş babası. Hemen ev bakmışlar. Lüks bir semtte müstakil, iki katlı, bahçeli bir kiralık ev bulmuşlar. Görevli bunları gezdirmiş, annesi evi çok beğenmiş. –‘Bey bu ev çok güzelmiş, biz de gelir kalırız, tutalım bu evi’.
Ağa görevliye aylık kirasını sormuş. Görevli bir bakmış, evi tutacaklar, fiyatı biraz daha artırarak söylemiş. –‘size uygun bir fiyat vereceğim, üç bin lira olur.’
Ağa, bu fiyatı fazla bulmuş. Kaşlarını çatıp bir soru daha sormuş: -‘Kardeşim evin güzelmiş de bu evin ahırın nerde?’
Görevli şaşkın bakışlarla sormuş:- Ağam bu evde ahır mı olur?
Ağa da hemen cevabı yapıştırmış: - Ahırı yok da, bu kadar parayı verecek öküz nerde kalacak…”
Bu halk hikmeti bilemeyiz kaç yıl öncesinde yaşanmıştır, ancak yıl 2023’lere geldiğimizde Çukurova’dan Ankara’ya Üniversite’de okumak için giden gençlerimizin ailelerinin de bugün farklı bir olay yaşamıyorlar ki!..
Siyasi iktidarlar ve partiler değişebiliyor, kentler gelişip değişebiliyor ama insanların sosyal yaşantılarındaki ekonomik mücadelede “ne kadar kar yaparsam, o kadar iyi olur!” anlayışını bir türlü değiştiremiyoruz.
Bu yıl Üniversite’yi başka illerde okumaya giden ve yurtta kalamayan öğrencilerin kiralık ev veya özel yurtlara nasıl para yetiştirebileceklerini merak edenleriniz var mı!?
Yorum Yazın