Uyuşturucu ile mücadele kapsamında yapılan çalışmaları gördüğümüzde, akla ilk gelenler; alkol ve esrar ve benzeri maddeler geliyor.
Uyuşturucular arasında bulunan alkol ile ilgili zaman zaman farklı uyarılar yapılır, içildiği yerlerde kısıtlama veya engellemeler uygulanır.
Diğer uyuşturucular arasında bulunan; esrar, eroin ve diğer maddelerle ilgili çalışmaların da önlenebilmesi için yapılan mücadelelere baktığımızda, farklı olayların yaşandığına tanık olabiliyorsunuz.
Madde bağımlığı ile mücadelede genç yaşta insanlarımızın yaşamını yitirdiğini, bağımlılıktan dolayı giden canlar, parçalanan aileler ve olumsuz olayları duyduğumuzda üzülüyoruz, kızıyoruz ve önlemlerin sıklaştırılmasını istiyoruz.
Hastanelerimizde uyuşturucu ile ilgili yapılan çalışmaların yeterli olup olmadığını tartışılır. Bağımlı olanların aileleri ile birlikte çevreleri eleştiriliyor.
Uyuşturucu olayları ile ilgili duyduğumuz haberler karşısında, bir ürperti yaşarsınız, sonuçlarının acı olduğunu sezinlersiniz.
Uyuşturucu ticaretinin önünün alınması ile mi, çocuklarımızın çevresindeki arkadaş seçimleri mi veya çocuklarımıza farklı eğitim-öğretimler verilmesi ile mi uyuşturucu kullanımının azalabileceği konularını iyi araştırıp hayata geçirmek gerekiyor.
Bu köşemde uyuşturucu ile mücadele konusunda farklı öneriler getirdim. Yeniden anımsatmak gerekirse; din görevlilerinin yapacakları uyarılar, camilerde vereceği vaazler, şüpheli ailelerin evlerinin bir din görevlisi, bir eğitimci, bir de sağlık görevlisi ile ziyaret edilerek bilgilendirme yapılması.
Okullara uyuşturucunun zararları ile ilgili ders konulması düşündüğümüz öneriler arasında bulunuyor.
Ayrıca, bir cenazeye gittiğimizde din görevlilerinin okudukları duanın veya okudukları Kur’an-ı kerim’in ardından Türkçe olarak yaptıkları konuşmalar da önem taşımaktadır. Bazı din görevlilerinin cenaze törenlerinde yaptıkları konuşmaların içeriğinde ‘siyaset’ yapıldığına tanık olmaktayız. Bu din görevlileri yaptıkları konuşmalar arasında ‘siyaset’ yapacaklarına biraz da uyuşturucunun zararları üzerine oradaki insanlara uyarıcı tümceler kullansalar daha güzel bir hizmet vermiş olacağını düşünüyorum.
Uyuşturucularla ilgili yazımın devamında “dijital” olanından da sözetmek istiyorum.
Çocuklarımız, gençlerimiz ve yetişkinlerimizin son yıllarda bağımlı olduğu “dijital” uyuşturucu ile de mücadele etmek gerekiyor.
Televizyon, tablet ve akıllı telefonların başına geçen çocuklarımız okumaktan ve arkadaşları ile sohbet etmekten, hatta oyun oynamaktan bile uzak kalmaya başladılar. Sokaklarda çocuklarımız oyun oynamak yerine evlerinde tabletlerini ellerine alarak “dijital” uyuşturucunun bağımlısı oldular.
Gençlerimiz ise şehir içerisinde yürürken bile akıllı telefonlarda mesajlaşırken kaldırımda duran bir eşyaya çarpabiliyor. Hatta bir genç kaldırımdaki trafik levhasına çarptığında bir insana çarptığını sanarak “pardon özür dilerim!”diyerek telefonunda mesajlaşmayı sürdürenine bile rastladım.
Yetişkinlerde bile, bir arkadaş ortamında bulunduğu ortamdaki insanları unuturcasına, sosyal paylaşım sitesinde beğeni veya paylaşım yapanlara da rastlıyoruz.
Uyuşturucu bağımlılığında daha ne tür yenilerini göreceğiz? Aklın ve mantığın kullanılması, “maddenin esiri olmadan” yaşayabildiğimiz zaman, daha sağlıklı ve huzurlu bir toplum ortamında yaşayabiliriz. Saygılarımla….
Uyuşturucular arasında bulunan alkol ile ilgili zaman zaman farklı uyarılar yapılır, içildiği yerlerde kısıtlama veya engellemeler uygulanır.
Diğer uyuşturucular arasında bulunan; esrar, eroin ve diğer maddelerle ilgili çalışmaların da önlenebilmesi için yapılan mücadelelere baktığımızda, farklı olayların yaşandığına tanık olabiliyorsunuz.
Madde bağımlığı ile mücadelede genç yaşta insanlarımızın yaşamını yitirdiğini, bağımlılıktan dolayı giden canlar, parçalanan aileler ve olumsuz olayları duyduğumuzda üzülüyoruz, kızıyoruz ve önlemlerin sıklaştırılmasını istiyoruz.
Hastanelerimizde uyuşturucu ile ilgili yapılan çalışmaların yeterli olup olmadığını tartışılır. Bağımlı olanların aileleri ile birlikte çevreleri eleştiriliyor.
Uyuşturucu olayları ile ilgili duyduğumuz haberler karşısında, bir ürperti yaşarsınız, sonuçlarının acı olduğunu sezinlersiniz.
Uyuşturucu ticaretinin önünün alınması ile mi, çocuklarımızın çevresindeki arkadaş seçimleri mi veya çocuklarımıza farklı eğitim-öğretimler verilmesi ile mi uyuşturucu kullanımının azalabileceği konularını iyi araştırıp hayata geçirmek gerekiyor.
Bu köşemde uyuşturucu ile mücadele konusunda farklı öneriler getirdim. Yeniden anımsatmak gerekirse; din görevlilerinin yapacakları uyarılar, camilerde vereceği vaazler, şüpheli ailelerin evlerinin bir din görevlisi, bir eğitimci, bir de sağlık görevlisi ile ziyaret edilerek bilgilendirme yapılması.
Okullara uyuşturucunun zararları ile ilgili ders konulması düşündüğümüz öneriler arasında bulunuyor.
Ayrıca, bir cenazeye gittiğimizde din görevlilerinin okudukları duanın veya okudukları Kur’an-ı kerim’in ardından Türkçe olarak yaptıkları konuşmalar da önem taşımaktadır. Bazı din görevlilerinin cenaze törenlerinde yaptıkları konuşmaların içeriğinde ‘siyaset’ yapıldığına tanık olmaktayız. Bu din görevlileri yaptıkları konuşmalar arasında ‘siyaset’ yapacaklarına biraz da uyuşturucunun zararları üzerine oradaki insanlara uyarıcı tümceler kullansalar daha güzel bir hizmet vermiş olacağını düşünüyorum.
Uyuşturucularla ilgili yazımın devamında “dijital” olanından da sözetmek istiyorum.
Çocuklarımız, gençlerimiz ve yetişkinlerimizin son yıllarda bağımlı olduğu “dijital” uyuşturucu ile de mücadele etmek gerekiyor.
Televizyon, tablet ve akıllı telefonların başına geçen çocuklarımız okumaktan ve arkadaşları ile sohbet etmekten, hatta oyun oynamaktan bile uzak kalmaya başladılar. Sokaklarda çocuklarımız oyun oynamak yerine evlerinde tabletlerini ellerine alarak “dijital” uyuşturucunun bağımlısı oldular.
Gençlerimiz ise şehir içerisinde yürürken bile akıllı telefonlarda mesajlaşırken kaldırımda duran bir eşyaya çarpabiliyor. Hatta bir genç kaldırımdaki trafik levhasına çarptığında bir insana çarptığını sanarak “pardon özür dilerim!”diyerek telefonunda mesajlaşmayı sürdürenine bile rastladım.
Yetişkinlerde bile, bir arkadaş ortamında bulunduğu ortamdaki insanları unuturcasına, sosyal paylaşım sitesinde beğeni veya paylaşım yapanlara da rastlıyoruz.
Uyuşturucu bağımlılığında daha ne tür yenilerini göreceğiz? Aklın ve mantığın kullanılması, “maddenin esiri olmadan” yaşayabildiğimiz zaman, daha sağlıklı ve huzurlu bir toplum ortamında yaşayabiliriz. Saygılarımla….