160x600
16 Nisan, 2025, Çarşamba
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Üreticiyi sel vurdu!..

Son günlerdeki sağanak yağışlar Çukurova bölgesindeki ekili alanlara zar verdi.

Osmaniye’nin kadirli ilçesindeki bazı köylerde hayvanlar telef olurken, sel suları nedeniyle bir çok köyle ulaşım kesildi, bir çok ev ise sel suları altında kaldı.

Sağanak yağışlar nedeniyle ekili alanların zarar görmesi halinde, Hükümet tarafından “zararların karşılanması, çiftçi borçlarının ertelenmesi” gibi uygulamalar hayata geçirilir.

Yıllardır Hükümetler bu konuda çiftçiler için böylesi uygulamaları bir takım yöntemlerle uygular. Yine uygulanması için elbette yetkililer tarafından raporlar hazırlanacak ve ilgili yerlere raporlar gönderilecektir.

Çiftçilerin son yağışlardan dolayı gördükleri zararları düşündüğümüzde, son günlerde iktidarın soğan ithal etmesi tartışmalarını anımsadım.

Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunu düşündüğümüzde, üretimin sağlıklı ve Hükümet tarafından da üreticinin desteklenmesi halinde dışarıdan ürün almamıza gerek kalmayacağına inanıyorum.

İktidar yetkilileri tv ekranlarına çıkıp, çiftçinin desteklendiğini, krediler verdiklerini söylüyorlar. Kağıt üzerinde doğru olabilirler, buna bir sözümüz yok, ancak görünene bakmak gerekiyor!

Anımsarsanız, yabancı ülkelerden et ithal etmeye başladık. Samanı dış ülkelerden alıyoruz. Bir ara patates zamlanınca hemen dışarıdan alınma yolu denendi.

Şimdi de soğan zammı karşısında ithal yolu açılıyor.

Dışarıdan ithal edilen bu ürünlerdeki vergilerin kaldırılması veya aşağıya çekilme yolu ile kendi çiftçilerimizin ürünlerinin tüketimini de düşünmek zorundayız.

Bir çok ürünlerin tohumlarını dış ülkelerden alıyoruz, bu ürünlerin tohumu bir kez ekimlik oluyor, ertesi yıl yine almak zorunda kalınıyor.

Ülke topraklarında üretim yapan çiftçinin ürününe destek vermek yerine, piyasa rekabeti yaparcasına yabancı ülkelerden ürün getirilmesinin yolunun açılması kime yarayacaktır!?

Elbette yabancı ülkelerden ürün getiren ithalatçılar burada para kazanacak, yerli ürünler yerine vatandaşımız nerede ve nasıl üretildiği bilinmeyen ürünleri tüketmek zorunda kalacaktır.

Muz denildiğinde akla Anamur, narenciye denildiğinde Erzin ve Dörtyol, yerfıstığı denildiğinde Osmaniye ve Ceyhan, turp denildiğinde Kadirli akla gelir.

Konya ovası tahıl ambarı olarak bilinir ve burada yapılan tahıldan çıkarılan saman ülkenin çoğunluğunu karşılar.

Bir zamanlar Çukurova’da pamuk ekilirdi. Çiftçi daha sonra  Mısır, ayçiçeği, soya gibi ürünlere yöneldi. Hayvancılıkta önemli ülkeler arasında yeraldığımız halde et ürünlerini dışarıdan alır duruma gelmemizin nedenlerini araştırmamız gerekiyor.

Bu ürünleri kendi topraklarımızda daha rahat, ucuz ve sağlıklı yetiştirebileceğimiz halde, dış ülkelerden alarak, dışa bağımlı hale getirilmek istenmemizin altında ithalatçı firmalar ile onların para babalarının yatıp yatmadığını düşünmek zorundayız.

Mutfağımızdaki etimiz, soğanımız, patatesimiz ve benzeri ürünleri bile yabancı ülkelerden getirtmeye başlamışsak, yerli neyimizin kaldığını iyi düşünmek gerekiyor. 

Dışarıya “beyin göçü” oluyor diyorlar, bizler ise ürün göçü’nün önüne geçemiyoruz!.. Saygılarımla… 
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar