Son zamanlarda “Alzheimer” diye bilinen bizim dilimizde ise “Alzaymır” olarak söylediğimiz, unutkanlık hastalığının son yıllarda insanlarda artış gösterdiğini duymaktayız.
Eski yıllara baktığımızda daha çok belli yaşın üzerindeki insanlarda görülen bu hastalığın, son yıllarda daha genç yaşlara kadar indiğini öğrendiğimizde kendi aklımızdan bile kuşku duyar olduk.
Unutkanlık denildiğinde aslında bazı fıkra gibi olayların yaşandığına da tanık olduğumuz olmuştur.
Bir marketten eşiyle birlikte alış veriş yaptıktan sonra otomobilin içerisine aldıkları ürünleri koyduktan sonra, hareket edip eşini unutup evine gelen insanlarla ilgili yaşanmış olayları duymuş olmalısınız.
Unutkanlıklar bazı anlarda, aklınızdan geçenlerle birlikte yürürken, karşınızdan gelen bir tanıdığınızla selamlaşmanız, ayak üstü birkaç dakika sohbet ettikten sonra, gideceğiniz yeri unutma olayları da olabiliyor.
Bir arkadaşınızla karşılaştığınızda ismini unuttuğunuz anda nasıl konuşacağınızı düşünmeye başlıyorsunuz.
Diyelim ki bir topluluktasınız, karşınızdaki birine seslenmeniz gerekiyor, o anda ismini unuttuğunuzda o anki haliniz sizi perişan edebiliyor.
Unutkan olmayan yoktur, bir olay yaşanırken mutlaka unuttuğunuz isim veya benzeri yerler olabilir.
Bizim meslekte ise unutkanlıktan uzak durmak zorundayız. İlin yöneticilerinin bir çoğunun ismini unutmamak önem taşıyor. Biri size sorduğunda anımsayamamış olmanız karşısında mahcup olabilirsiniz!
Biri karşınıza çıkıp ta Osmaniye’nin üçüncü Valisiyle ilgili bir olay anlatırken, ismini anımsamayıp size sorarsa, bilemezseniz mahcup duruma düşersiniz.
Bir kurumda çalışıyorsanız, Müdürünüzün ismini anımsayamazsanız ya da bilmiyorsanız sizi bir yerde mahcup edebilir.
Ekranda izlediğimiz program sunucularının dudaklarından dökülen sözleri dinlerken hayranlıkla bakıyorsunuz. Ancak canlı bir programda konuşan sunucunun bir anda yapacağı hatanın unutkanlıktan kaynaklandığını o anda algılamayanlarınız bile olabilir.
Bir kişinin ismini unuttuğunuzda, ona seslenmek istiyorsunuz ama çevrenizde birileri varsa ondan yardım almayı denersiniz. Yanınızda kimse yoksa, karşılıklı ili kişi olarak hal hatır sorma olayıyla karşı karşıya kaldığınız anda çözüm yöntemlerini aramaya çalıştığınız olmuştur.
Burada size bir ip ucu vermek isterim. Yıllar sonrasında karşılaştığınız bir sınıf arkadaşınızın ismini unuttunuz. O sizin isminizle hitap ederken, siz unutkanlığınızı belli etmeye çalışmadan; “Soyadınızı anımsayamadım, neydi!?” diye sorduğunuzda, arkadaşınız size ismiyle birlikte soyadını söyleyecektir. Sadece Soyadını söyleyen insana az rastlarsınız.
Unutkanlıktan uzak olabilmenin yöntemlerinden birisinin de bol kitap okumaktan geçtiğini vurgulamak isterim. Kitap, gazete, dergi ve benzeri eserleri okuyan kişilerin sözcük dağarcığı bol olacağından, unutkanlık anlarında mutlaka bir çıkış yolunu kendisinde bulma yeteneğine sahip olur.
Unutkanlıktan uzak, güzel dostlukların yaşanabilmesi dileklerimle, saygılar…
