Osmaniye’deki Din görevlilerinden oluşan tiyatro grubu yeni bir oyunu sahneye koymaya hazırlanıyor.
Geçtiğimiz yıllarda birçok oyunu sahneye koyan Din görevlilerinin çalışmalarını, tiyatro sahnelemeye zaman ayırmalarını kutlamış, başarılar dilemiştim.
Bu yazım karşısında bir öğretmen beni telefonla arayarak, Din adamlarına karşı yazdıklarımı ve kendince bu insanlara yağ çektiğim yönünde sözler kullanmıştı.
Oysa, başarıyı kim yaşarsa ve yaşatırsa kutlamak gerektiğini düşünen bir insanım.
Son günlerde ‘Ermeni katliamı’ ile ilgili gündemde yaşanan tartışmaları anımsayın. Fransa Meclisi’nden geçen tasarı tartışmaları bitmek bilmedi.
Ermenilere karşı katliam yapılıp yapılmadığı tartışmaları gündemden düşmezken, Osmaniye’de 1922 önceleri yaşananları bu köşemde gündeme taşımıştım. Osmaniye’de Kurtuluş Savaşı öncesindeki; Fransız, İngiliz ve Ermenilerin yaşadıklarını da yine bu sütunlarda işlemiştim.
Osmaniye’deki Din görevlilerinden oluşan tiyatro grubu şimdi bu konuya parmak basmak istedi. 1922 yılı öncesinde Osmaniye ve çevresinde yaşanan olayları tiyatro olarak izleyici ile buluşturmanın çalışmaları yapılıyor.
Bu günlerde provaları yapılan oyunun en az hatalı olabilmesi için oyunu yazıp yöneten Ömer Bahçeci, titizlik içerisinde çalışmalarını yürütüyor.
Gündemde Ermeni katliamı tartışmaları varken, Osmaniye’de o kadar sivil toplum örgütleri gündemle ilgili panel bile düzenleme zahmetinde bulunmazken, Din görevlilerinden oluşan tiyatro grubunun bu çalışması kutlanmaz mı?
Osmaniye’deki işgal günlerini anımsayın, 1922 yılı öncelerinde yaşananları anımsayın ve Kurtuluş Savaşı sonrasını düşünün.
Uzaklara gitmeye gerek yok, Kurtuluş Savaşı öncesinde Osmaniye’yi işgal eden ülkeleri ve buradaki askerlerinin halkın üzerindeki baskılarını anımsayın.
Büyüklerinizden mutlaka dinlemiş olmalısınız. Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini yakan ve sonrasında da Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili olumsuz yönde eleştirilerde bulunan insanları düşünüyorum.
Osmaniye’de de böylesi insanlara zaman zaman rastladığımız oluyor.
Osmaniye’de yaşanan olayları ve zulümleri büyüklerinizden dinlediğiniz halde, bu zulümden kurtuluşunun liderlerinden Atatürk’e hangi hakla saldırıda bulunabiliyorlar bunu anlamakta zorlanıyorum.
Kurtuluş Savaşı yaşanmasaydı, işgal kuvvetleri Osmaniye’den püskürtülmeseydi ve bugünlere kadar yaşasalardı ne olurdu diye düşünebiliyor musunuz? Bugün Osmaniye’deki minarelerden ezan sesi duyabilir miydiniz, rahatlıkla camilere gidebilir miydiniz?
Bu durumları düşünmeyenler, Kurtuluş Savaşı’na mı karşılar bunu da anlamakta zorlanıyorum. Din görevlilerinin tiyatro oyununda anlatılanlar ve geçmişte yaşananları iyi izleyerek tarihimizdeki olayları unutmamak gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla…
