160x600
16 Nisan, 2025, Çarşamba
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Sorarlar bir gün

   Hiçbir olumsuz olay kapalı ve gizli şekilde sonsuza kadar kalabilir mi!?

Günün birinde gerçekler ortaya çıktığında, o zaman olumsuzlukları oluşturanlara birileri soracaktır elbet o günlerin nedenlerini…

Olayların gerçeğini saptırmak veya halka eksik bilgiler vermek doğru bir davranış olmasa gerek!

Covid-19 virüsünün Çin’’de ortaya çıkıp binlerce ölüm olayının yaşanması, ardından dünyanın dört bir yanına yayılması ile devletlerin yöneticileri zor anlar yaşamaya başladı.

Gün geldi, bizim ülkemizde de sözkonusu virüs vakaları, ardından ölümler görülmeye başlandı.

Salgının ilk günlerinde sanırım işin ciddiyetine varılmamış olmalı ki, ölümlerin artması için yeterli önlemler alınması yerine, siyasal atışma ve tartışmalar dinmek bilmedi.

Süreç içerisinde virüs tehlikesinin ciddiyeti anlaşılsa da bu kez yanlış uygulamalar nedeniyle yayılmasının önünü almak zorlaştı.

Nisan ayındaki günleri anımsayın, vaka ve ölüm olaylarının artması ile Mayıs ayına gelindiğindeki günlerdeki üzücü olaylar kaygı verici olmuştu.

Günlük ölümler 53’lerin üzerinde olmaya başladı, farklı önlemlerin düşünülmesi, gerektiğini noktasında yetkililerin ne zaman harete geçeceği günleri bekliyoruz.

Kendi derdimizin çaresine bakmayı bir kenara bırakırcasına, başka ülkelere maske ve sağlık malzemeleri gönderip, bu olayla ilgili de Tv ekranlarında gurur duyanları anımsayın!

Uzmanların o günlerdeki açıklamalarına göre; sıcakların artması ile virüs etkisini kaybetme dönemine girecekti. Özellikle sıcak bölgelerde yaşayan insanlar bu söz karşısında rahatlamış gibiydi.

Ağustos ayına gelindiğinde tehlike artmaya, ölümlerin sayıları da çoğalmaya başladı. Çukurova bölgesinde sıcaklıkların 44 derecenin üzerinde olduğu günler yaşanırken, ölümlerde düşüş değil, artış yaşanıyordu.

Ağustos’un ardından Eylül ayına girdik, ölümlerin düşmesi yerine çoğalması kaygı vermeye başladı.

Devlet Hastanelerindeki doluluk oranı artarken, özel hastaneler ilgi görmeye başladı. Pandemi nedeniyle Devlet Hastanelerinde hasta kabulleri azaltılırken veya alınmazken, vatandaşlar özel hastanelere gitmek zorunda kaldılar.

Gazi Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Arhan, “Ankara’da yoğun bakım servisleri yüzde 100 dolu” derken, yaşananların Mart ve Nisan aylarından kötü olduğu vurgulanıyor.

Yöneticilerimiz hala, insanların aklı ile alay edercesine gündem değiştirmeyi sanki marifet sayıyorlar!

Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile 1926 yılında kurulan İstanbul Heybeliada’daki Türkiye’nin ilk Pandemi hastanesi ve 200 dönümlük arsası ile 79 yıl hizmet vermişti. 2005 yılında Hastane Sağlık Bakanlığı tarafından kapatılmış.

Bugünlere geliyoruz, Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi arsası ile birlikte, “İslami Eğitim Merkezi” kurulmak amacı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrediliyor.

Sağlık alanında hizmet alanları ararken, inançlara hizmet için kuruluşlar devrediliyorsa; “Covid-19 virüsü için Diyanet İşleri Başkanı, tüm camilerde bir Cuma günü eşzamanlı dua yaparak “ Türkiye genelindeki camilerde yayınlatsın!

Aklımızla alay edenlere tepkisiz kalanların da günün birinde, pişmanlıklarını duymak istemiyorum!...

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar