Ramazan ayı günlerinde sokak iftarları da özellikle yerel yönetimler tarafından verilmeye başlanır.
Bazı hayırsever işadamlarının belli ortamlarda verdikleri iftar yemeklerine de rastlarız.
Yerel yönetimler özellikle vatandaşı buluşturduğu sokak iftar yemeklerini medyada haber yaptırır. İnsanlar iftarını açmak üzere kurulan masaların çevresine çocukları ile birlikte doluşurlar. Bir sokak metrelerce masa ve sandalyenin çevresindeki iftarını açmak üzere bekleyin çocuk, genç, yaşlı insanlarla dolar.
Sokak veya mahalle iftarlarının düzenlenmesi bir gelenek olarak düşünülse de buraya dolan insanların kalabalığını da iyi okumak zorundayız!
Ramazan ayının; paylaşma, bölüşme ve kaynaşma ayı olduğu bilinci ile hareket ederken, Mahalle veya sokaklarda verilen iftar yemeklerine gelen insanları uzaktan nasıl izleyebiliyorsunuz?
Çocuklar sandalyelerin çevresinde, masaların üzerindekilere dokunarak oyunlarını oynarken, o çocuklara görevliler bağırıp çağırmaması gerekiyor. Çünkü çocuklar orta yere kurulmuş olan iftar sofrasının ne anlama geldiğini bilmedikleri için doğal olarak oyunlarını oynayacaklardır.
Yıl içerisinde etli yemek yemeyen, pide ekmeğin tadına bakmayan insanlar kurulan iftar sofralarında karınlarını doyurabilme adına gelenlerin sayılarını hesap edebiliyor musunuz?
Sokakta iftar yemeği verilmesi olayı başka, buraya gelen insanların sayılarının yoğunluğunu düşünmek bir başka olaydır!
Yoksulluğu, açlığı ve garibanlığı görebilirsiniz sokaklarda kurulan iftar sofralarında…
Osmaniye Belediyesi belirlediği belli Mahallelerdeki noktalarda iftar sofraları kurmaya başladı, Ramazan ayı boyunca devam edecek olan bu sofralara katılan insanları uzaktan izleyin!
Her sokakta kurulan iftar sofrası bir öncekinden daha kalabalık ve yoğun olduğunu gördüğünüzde olayı nasıl okuyorsunuz?
Buradaki kalabalık, yerel yönetimin iftar sofrasına gösterilen ilgi olarak değil, o yerleşim birimindeki mahallede yaşayan yoksul ve ihtiyaç sahibi insanların sayılarını göstermiş olduğunu da anlamak gerekiyor.
İnsanlar sadece Ramazan ayında yerel yönetimlerin veya birkaç hayırsever işadamının verdiği iftar yemekleri ile doyurulmamalı. Yıl boyunca bu insanların sağlıklı yaşayabileceği ortamları oluşturmalıyız!
Yılın bir ayında karınlarını doyuran insanların geriye kalan 11 ayını da düşündüğümüz zaman sağlıklı, huzurlu, barış içerisinde bir toplumda yaşayabilmeyi sağlamış oluruz.
Sadece Ramazan ayında iftar sofraları ile insanların karınlarını doyurduğumuz zaman, diğer 11 ay boyunca aynı lezzetteki yemeği yiyemeyen yoksul insanlar, 11 ay boyunca Ramazan ayının özlemi ile yaşarken, çevresinde kendilerinden daha iyi yiyen insanları gördüklerinde yürekleri ile mideleri buruk yaşamak zorunda kalırlar!
Hani bizim inancımıza göre; “komşusu aç iken, kendisi tok uyuyan bizden değildir!” sözünü anımsatmak isterim.
Unutmayalım, yıl 12 aydır, sadece Ramazan ayında değil, bu insanları yılın her ayında düşünmek, yardımlaşmak, paylaşmak ve huzur içerisinde birlikte yaşamanın güzelliği tatmak yine inançlarımız arasındadır. Saygılarımla…
