Milletvekili maaşlarının yetmediği ve artırılması gerektiğini söyleyen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bunu kendisi için değil tüm milletvekili adına söylemiştir.
Çünkü o bir Başkan, Başkanlar her olayı, gelişmeyi ve yaşantıları bilmesi gerekir, takip etmesi ve başkanı olduğu makamın diğer bireylerinin hakkını savunması önem taşır.
Bazı zamanlarda ortaya çıkıp konuşurlar; “Sigara ‘mekruhtur’ diye. Son yıllarda ise sigaranın ‘günah’ olduğu iddiaları tartışılır oldu! Alkol için de benzeri sözler kullanılıyor!”
Bunları tartışacak değilim, ancak bu halkın gözlerinin içine baka baka konuşurken ‘pot’ kırdıklarının farkında olamayanların konuşmadan önce ne içtiklerini merak ediyorum!
Emekliler için Temmuz ayında yapılacak olan enflasyon zammı için iktidar masada bir hesap yaptı. Haziran ayı enflasyon oranına göre artış yapılacaktı ve öyle de oldu. Emekli zammı öncesi açıklanan enflasyon rakamı; yüzde 0.03 olarak açıklandı. İktidar bonkörlük yaptı bunun üzerine 2 ekleyerek emeklilere yüzde 5 zam yaptı. Maaşlar alındı, emekli harcamaya başlayacaktı ki, yüzde 15’lik zamlar karşısına Paris’teki Eyfel kulesi gibi karşısına dikildi. Sigaranın vergisi yüzde 87, rakının vergisi yüzde 71.6 olurken, bugün en ucuz Tekel ürünü sigara 14 Tl’ye satılmaya başlandı. Sigaraya geçtiğimiz günlerde 3 Tl birden zam yapıldı.
Bu arada; “İçme kardeşim sende, sigara da içki de sağlığa zararlıdır!?” diyenleriniz olabilir. Sağlığa Zararlı yönüne katılıyorum ancak, buradaki adaletsiz zamdan sözediyorum.
İçki ve sigaradan ayrılalım, İstanbul- İzmir otoyol gidiş dönüş yol ücretinin 500 TL’yi aştığını söylediğimde ne diyeceksiniz!?
Kurban bayramı yaklaşıyor, en küçük kurbanlık fiyatının 1500 liradan satıldığını görmekteyiz. Emekli bir vatandaşın maaşı eğer 1500 lira ise, evinin başkaca geliri de yoksa bu insana kurban düşer mi!? 2018 yılının asgari ücretinin NET’ini bile alamayan emeklilerin yaşadığı bir ülkede, Milletvekilleri 22 milyon 200 TL maaşlarının yetmediğini söylüyorlarsa eğer, benimde diyeceklerin olacaktır elbette.
Söz ve müziği, Kahramanmaraşlı Aşık Meftuni (Mustafa Doğan)a ait olan; “Beni de düşün” eserinden alıntı yapmak istiyorum: “Yeter ömrümü yeme beni de düşün beni de/ Dediğim dedik deme beni de düşün beni de./ Beni de düşün beni de beni de düşün beni de./ Hep kendini düşünme gel beni de düşün beni de./Aşkın ile yanarım etrafında dönerim,/ Yine seni severim beni de düşün beni de./ Çağır beni yanına can katayım canına,/ Elin koy vicdanına beni de düşün beni de./….”
Bir haberi TRT Radyosu haber bülteninde dinliyorum; “Emeklilere Hükümetten sevindirici haber geldi. Emekliler Kurban Bayramı ikramiyeleri 8-9 Ağustosta alacaklar!” diye konuşan haber sunucusu, bu paranın emeklilere ‘sadaka’ gibi verildiğini anlatırcasına diksiyon bozukluğu ile anlatıyordu!
Haberler bitti, radyo programını dinliyorum. THM Sanatçısı Musa Eroğlu’nun bağlaması ve sesinden bir türküye kaptırdım kendimi: “Bana ne yazdan bahardan/Bana ne borandan kardan/Aşağıdan yukarıdan/ Yolun sonu görünüyor.?/…”
Değerli okurlarım, iki eser arasındaki farklılıkları, anlatımları ve yorumlarınızın nasıl olabileceğini Ak’lınıza bırakıyorum. Saygılarımla…