30 mart yerel seçimlerini kazanabilme uğruna verilen uğraşları izliyorum. Şair Orhan Veli’nin söylediği gibi; “İstanbul’u izliyorum gözlerim kapalı!” şeklinde değil; Osmaniye’de yerel seçimleri izliyorum gözlerim açık!
Yapılan seçim çalışmalarını izliyorum, miting meydanlarına gitmeden. Yapılan seçim çalışmalarını izliyorum; cadde, sokak ve esnaf gezilerine katılmadan.
Günümün çoğunluk saatini halkın arasında yaşayan biri olarak izliyorum siyasal gelişmeleri ve çalışmaları.
Osmaniye’deki yerel seçimler, bu kentte yaşadığım ve bu kentin insanlarına sorumluluk duyduğum için beni önemli ölçüde ilgilendiriyor.
Bu kentin Belediye Başkanına, Emniyet müdürüne, Vali’sine ulaşamayan insanlar her an bana ulaşabiliyorlar. Çünkü ben bu insanları dinliyorum, kapımı açıyorum ve onların bana ulaşabilmesi için kapımın girişinde ‘randevu veren’ kişiler bulundurmuyorum.
O nedenle vatandaş bana daha rahat ulaşabiliyor. Bu halkı yerel anlamda yönetmek amacı ile yola çıktıklarını söyleyen Belediye Başkan adaylarımız neler yapıyor?
Seçim çalışmalarını yaptıkları görüntüleri sosyal medyada paylaşıyor. Bu görüntüler sosyal medyaya havadan geliyor. Toplantı veya mitingler cep telefonlarına mesaj olarak yine havadan geliyor. Her hafta başında Belediye Başkan adayları ilanlarını değiştiriyor ve yine e-posta ile havadan gönderiyor. Halkı, halkın temsilcisi olan basın mensuplarını hava’dan davet edip, bilgilendiren bir seçim süreci yaşıyoruz.
Kasetler çıkıyor ortaya, ‘havadan’ televizyonlarda canlı yayınlar yapılıyor, ‘havadan’
Havadan olmayan ne kaldı bu memlekette? Teknoloji gelişirken insanların karşılıklı ve yüzyüze görüp konuşmaları nerede kaldı diye sorgulamak gerekiyor.
Seçim çalışmalarındaki olayları ve yaşananları aktaranlar basın mesleğinin içinden gelenler değil, Başkan adayı veya partili birileri tarafından haber tekniğine uygunsuz olarak yazılıp servis yapılıyor.
Halkın sesi olan basın mensupları ile iletişimi sağlıklı olmayan bir aday, 30 mart sonrası sakın ha üzülmesin!
Elindeki önemli olanakları değerlendiremeyip, başka tarlalardaki meyveleri toplamaya çalışma zihniyetinde olanlar ile, kendi partilerinin adayları adına yaptıkları yanlışlıklarla yine Osmaniye yerel seçim tarihinde yerlerini alacaklardır.
İki gün kaldı şunun şurasında, ha gayret babam, dillerinize kuvvet! 30 mart’ta gelir-geçer. Bizler yine buradayız, ancak birileri 30 mart sonrası ne kadar süre sokaklardan uzak kalır, birileri kazanmanın sevinci ile neler yapar, bu anlara düşünüyoruz?
Kazanmayı başarı, kaybetmeyi de başarısızlık olarak görmek yerine, hangi yöntemler kullanılarak başarıldığını, hangi yöntemsizlikler kullanılarak başarısız kalındığını düşünmek daha mantıklı olacaktır.
31 marttan sonra yeniden buluşmak umudu ile, saygılar…