Ekonomik alanda çalışma tezlerim olmasa da, halkın arasında günü birlik yaşayan biri olarak, bugünkü yazımda bazı olayları sizlerle paylaşmak ve yorumlarınıza sunmak istedim.
Meslekteki çalışma yıllarımın gerilerine doğru baktığımda, yüz yıl gibi geliyor bana. Çünkü mesleğimi severek ve dolu dolu yaşamaya çalıştım. Önce insan, halk, vatan ve haklıdan yana kalemimi kullanmaya özen gösterdim.
Belki birilerine göre aynı görüşte değildim, ama hiçbir zaman farklı görüşlere saygısızlık yapmamaya dikkat ederek yaklaşımlarımda onlar gösterse bile, kendim farklılık göstermedim.
Doğru bildiğim olaylara bakışımı halkın diliyle gündeme taşıdım, herhangi bir siyasi partiyi “sadece eksik, aksak veya hataları” nedeniyle eleştirirken, eleştirdiğim yetkililere karşı yine gerektiği ilgiyi gösterdim.
Bunları neden yazdığımı merak ediyorsanız eğer, beni bazı siyasi parti yandaşlığı ile ilişkilendirmek isteyenlerin, yanlış ve hatalı görüş içerisinde olduklarını anlatmak için olduğunu vurgulamak istedim.
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni akademi yılı açılışında yaptığı konuşmasında; “Adı vakıf ama kusura bakmasınlar, vakıf olmaktan çıkmış, ticari olarak çalışıyorlar. Tepeden tırnağa, misyon ve işleyişlerini gözden geçirmemiz gerek”diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerine katılmamak olası değil, ancak bu sözlerin eyleme dönüşmesi, yani “gözden geçirme uygulaması”nın devamının gelmesi de önemlidir.
Yıllardır ülkemizdeki Vakıf adı ile kurulan ve örgütlenen kuruluşların, devletin bazı kasalarından destek alarak geliştikleri, bu paralarla farklı amaçlarla çalışmalar yaptıkları olaylarının da iyice araştırılması önemlidir.
Bazı vakıfların süreç içerisinde ne gibi olaylara karıştığını, şu anda bazı vakıf yöneticilerinin nerede olduğunu sanırım medyadan izleyenleriniz vardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri, ülkede kendilerini vakıf olarak hizmete adadıklarını söyleyen bazı kuruluşları rahatsız edecektir, etsin! Ama takip ve incelemeler de başlatılsın!
Bursa ilimizdeki bir özel okulla ilgili haberi değerlendirelim. Nilüfer ilçesindeki özel bir okul yeni eğitim-öğretim yılı için öğrenci velilerinden kayıt parası aldığı halde, okul yöneticileri yeterli sayıda öğrenci kaydı olmadığı gerekçesiyle bu yıl okulun açılmayacağını söyledikleri iddiası ile 70 öğrenci velisi Savcılığa şikayetçi olmuş. Her veli, 20 bin liraya yakın para ödediklerini ancak paralarını alabilmek için okul yetkililerine ulaşamadıklarını, ayrıca çocuklarına kayıt için yeni okul arama uğraşı içerisinde olduklarını söylüyorlar.
Özel okula çocuklarını kaydeden veliler sanırım bir halk deyimini bilmiyorlar; “Eşeğini süren os…na katlanır!”
Hakkari Devlet Hastanesinde, Azerbaycan uyruklu, 38 yaşındaki Uz. Opr. Dr. Elnara M., kendisine gelen hastadan “bıçak parası” aldığı aldığı gerekçesi ile tutuklanmış. Hakkari Emniyetinde görevli polislerin 3 ay süren takibi ve seri numarası alınan paraların suçüstü yakalanması ile olay ortaya çıktığını öğreniyoruz.
Bıçak parası denince, 22 yıl önce gazetemde Diş doktoru Nuh Mehmet A.’nin “Yeşil kartlı hastadan bıçak parası aldı” başlıklı haberimi anımsadım. Polislerin numarası alınmış paraları kasasında yakaladığı, Emniyet kayıtları ile bültene geçtiği halde, haber yaptığım için Doktor benim hakkımda dava açmıştı. Abisi Avukatmış, bu nedenle epeyce sürdü davamız ve sonunda beraat etmiştim.
Vay be para! İcat edenler mi, kullananlar mı, yoksa kullanırken “kul” olanlarda mı bir yanlışlık var!?... Saygılarımla…