160x600
16 Nisan, 2025, Çarşamba
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Orak ve Ellik!..

Anadolu’nun kırsal alanında  yaşayan ve şu anda da yaşları 30’un üzerinde olanlar “Orak ile Ellik” ne işe yarar bilirler.

Belki de Anadolu’nun bazı kırsal kesimleri veya dağlık alanlarda ekinlerini biçmek için bu aletleri kullananlar da vardır.

Biçer-Döver’in henüz yurdumuza gelmediği yıllarda tarladaki ekinleri biçmek için, parmaklarının ucuna tahtadan oymalı olarak yapılan ellik (parmakları koruyucu) takılırdı. Ekini biçmek için ise çelikten yapılmış, hilal çekline benzeyen, ancak tutacak yeri bulunan “Orak” kullanılırdı.

Ekin tarlasında ekin biçmek isteyenler yan yana dizilirler, biçecekleri ekinin saplarını kavramak üzere soy el parmaklarına “ellik” takar, sağ eline de “Orak” alarak işe koyulurlardı.

Ekin biçme sırasında türküler çığrılır, fıkralar anlatılır, dedi kodular yapılırken, seçtikleri alan üzerinde kimin daha çok ekin biçeceği yönünde yarış bile yapılırdı.

Orakla ekin biçmek, parmaklarında ellik kullanabilmek ayrı bir sanattır. Dalgınlık yaşanması halinde, elindeki orakla parmaklarını kesebilirsin, en önemlisi de hilal şeklindeki orağın ucu ayağına dolanabilir, bacağını, hatta daha önemli organlarından birini bile kesebilme olasılığı vardır. Yani orakla ekin biçmek her babayiğidin karı değildir.

Tarlada hiç ekin biçmemiş elliği ve orağı bilmeyen, hatta nasıl kullandığını bile görmeyen birinin eline “Orak ile elliği” verip “Haydi bu tarladaki ekinleri biç!”derseniz, o zaman da orağın sivri ucu ile yanlışlıkla bacak arasından kanların akmasına tanık olabilirsiniz!.. O zaman da “Ayıkla pirincin taşını!” halk deyimi aklınıza geliverir.

Yöneticilik yapmak, yönetim kadrolarında görev alıp ekonomik geliri ile yaşamını sürdürürken, iş bilinci ve sorumluluğu öne çıkmaktadır. “İşi ehline vermek” diye bir halk deyimini anımsarsınız. 

AKP’nin başındaki yöneticiler partilerini kurduklarının ilk yıllarında; “Başörtülü bacılarımız”, “İmam-Hatipler” gibi konuşmalarla insanların inançları üzerine siyaset yaparak başladıkları yolda, yıllar aradan sonra okulların isimlerini değiştirip, daha doğrusu, “İmam-Hatip” okullarının sayılarını artırarak kendilerince Türkiye’de “İslami gençlik” yetiştirmeyi amaçlıyorlar, konuşmalarında da bunu söylüyorlardı.

AKP’nin o dönümdeki başındakilerin; “Bu ülkede imanlı ve inançlı gençler yetiştirmek için İmam-Hatip okullarına önem vereceğiz!” sözlerini anımsıyor musunuz!?

AKP iktidarının başındakilerin bu sözlerinin üzerine, ülkede; “Cemaatler, din istismarcısı STK’lar” pıtrak gibi artmaya başladı. Bunların bazılarını siyasi yatırım olarak gören ve geleceğini “koruma altına almak” isteyen AKP iktidarı, günün birinde işin içinden çıkamadığı gibi başademez oldu. 

Pusuda bekleyen; dost olmayan ülkelerin ajanları, bu olaydan yararlanmak için ülkedeki cemaat veya din adına hizmet vermek üzere kurulduklarını söyleyen derneklere destek vermeye başladılar. Yayınlar çıkardılar, radyo ve TV kanalları kuruldu.

Ülkemizdeki insanlar, kendilerine verilen desteğin amaçlarını öğrenmek yerine verilen direktifler doğrultusunda çalışmaya önem verdi. Altlarına verilen bir otomobille gezmek, bir STK başkanı olarak tanınmak onlara göre nüfuz kazanmak gibi geldi.

Gün olup, devran döndü ama olayların gelişimi farklı olmaya başladı. “Karga besle gözün oysun!” halk deyimi yaşanmaya başlayınca, aklın kafadan çıktığı, ekin biçerken orağın ucunun kestiği yerden akan kanlar fark edilmeye başlandı. 

Şimdi, elliksiz ekin biçen birinin orakla bir yerini kestirmesindeki olayda, kanın nasıl durdurulabileceğini, ekini biçerken orağı kullanmasını bilmeyene sormak gerek!... Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar