Nerede kalmıştık!?

Böyle bir soru başlığı ile yazıma başlamak istedim, ama yüreğimdeki Ağustos sıcaklığını Ekim ayının 17’sindeki serinlik bile normale çeviremiyor!

Neye üzülüyorum biliyor musunuz!? Gören gözleri, tutan elleri, geçinemese de bir işi, akşamları evinde bir aşı zor bulanlar bile, günümüzdeki yaşanan olayları akıl süzgecinden geçirerek kendince yorumlama gereği duyamamış olan insanlar…

Bu sütunlarda yıllardır günlük olarak, özellikle gündemi takip ederek sizlerle sadece kendimin değil, halkımızın da görüş ve düşüncelerinden oluşturduğumuz dizeleri paylaşmaya çalışıyorum.

Katılıp katılmamak sizlerin görüşleri olduğu kadar, kendim okurlarımın görüşlerini saygılı olduğum kadar, onların da benim görüşlerime saygı duymalarını beklerim. 

Yaşadığım kentim ve Osmaniyem’deki tepkisel olayları, hatta şiirlerimi bile konu ettiğim bazı ülke çocuklarının yaşadıklarını anımsıyorum. 

Bir kez daha anımsatmam gerekirse; Suriye sınırındaki Mehmetçiğin operasyon yapması olayı, benim görüş ve araştırmalarıma göre çok daha farklı olduğunu vurgulamak isterim.

Strateji, arazi koşulları, operasyonun yapılacağı bölge ve ülkede yapılacak olan iyi bin araştırma çalışmaları, başarının ilk basamaklarını oluşturur. Bir halk hikmeti vardır; “Hıyarı görünce tuzu alıp koşma!”diye.

Osmaniye merkezdeki Cumhuriyet Meydanı’nda bazı önemli olaylarla ilgili tepki eylemleri yapılırdı. Yapılırdı diyorum, çünkü özellikle Eğitim sendikaları son yıllarda haklarını aramak veya Eğitimciler (Öğretmenler) Günü’nü bile kutlamak için etkinlik yapmayıp, siyasi iktidarı kendilerinde üzmemeye mi çalışıyorlar, bunu anlamaya çalışıyorum!

Olayı biraz farklılaştırmak istiyorum. Din ve inançlar üzerinden kendilerine taraftar sağlamaya çalışan bir takım STK’ların yöneticileri, Cumhuriyet Meydanı’nda, camilerde kullanılan ses cihazı ile gelip; Bazı Arap ülkelerindeki olumsuzluklarla ilgili tepkilerini gösterir, siyasi iktidara mesajlar verirdi.

Kendileri traşsız sakallı, kadınlar kara çarşaflı ve İran giyimli, kız çocukları ise yine anneleri gibi giydirilirip  ön palana çıkarılırdı.

Görevli Polisler gelir, kamera kaydı ve basın açıklamasını alarak olay yerinden uzaklaşırdı.

Kadınlarını ve küçücük çocuklarına “Arap kadını giysisi” giydirmenin “Müslümanlık” olduğunu sanan veya inanan insanlara  sorularım olacak. Suriye sınırındaki operasyona katılan Mehmetçik’in şehit veya gazi olması sizleri ne kadar ilgilendiriyor!?

Türkiye’nin bu bölgedeki operasyonuna, Arap Birliği ülkeleri karşı geldiği gibi tepki gösteriyorlar. Kahire Merkezli 22 üyeli Arap Birliği ülkeleri şöyle: Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, BAE, Umman, Yemen, Kuveyt, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Moritanya, Sudan, Somali, Filistin, Cibuti, Komorlar. Bu operasyonla ilgili olarak; Katar ve Somali Çekimser kaldı. Filistin ise Türkiye aleyhindeki karara imza atıyor. Bunun yanında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) var ki, buradan yapılan açıklama daha da önemli!

Şimdi size bir soru veya düşündürücü bir öneri; -Türkiye’nin 81 ilinden Suudi Arabistan’a Hac görevini yerine getirmek üzere gidiyorsunuz.

Dolar üzerinden bu ziyaret için para ödüyorsunuz, ama Bu ülke bir İslam ülkesi olmayan ABD yanlısı olarak bazı anlar da karşımızı çıkıyor! Son sözüm; “Ey ruh, geldinse üz kez tahtaya vur emi!..” esen kalın.