Ünlü yazar Yaşar Kemal, kendi adına yaptırılan Kültür evi ve Park açılışına katılmak üzere memleketine geldi.
Hemiyet köyündeki gençlik arkadaşlarının isimlerini unutmayan Yaşar Kemal’e Osmaniye’de sevgi seli vardı.
Araçtan indiğinde köylüler, özellikle de çocukluk arkadaşları Yaşar Kemal’i karşılamak ve boynuna sarılmak istediklerinde birileri engel olmaya çalışıyordu. Yaşar Kemal ise kendisine yaklaşmak isteyen insanların uzaklaştırılmasına üzülmüş, “Bırakın köylülerim yanıma gelsin, onları benden uzaklaştırmayın”diye konuşarak halkın arasında yürümeyi tercih etti.
Yaşar Kemal için kurban kesilecekti. Elinde bıçakla kasabı gören film sanatçısı Tarık Akan, kurban kesilmemesi için kasabı uyarmaya çalıştı. Kasap elindeki bıçakla kurban edilecek hayvanı bir yandan yere yatırmaya çalışıyor, bir yandan da Tarık Akan’ın engel olmasına tepki göstermeye çalışıyordu. Elindeki bıçak her an Tarık Akan’ın bir yerini kesebilirdi. Yaşar Kemal’in böylesi durumlarda kurban kesilmesine karşı olduğunu söyleyen Tarık Akan, bir canın kurban edilmesini de önlemiş oldu.
Gazeteciler, sanatçılar, şairler, yazarlar, film yönetmenleri, Yaşar Kemal için Osmaniye’deydi.
Osmaniye Milletvekili Suat Önal kürsüde konuşma yaparken, Ortaokul yıllarında Yaşar Kemal’in “İnce Memet” romanını okuduğunu, çok etkilendiğini anlattı.
Yaşar Kemal konuşurken, Türkiye’deki barış sürecine gönderme yaparcasına, “kendisinin bir kürt ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldiğini, Hemite köyünde Türk çocukları ile barış ve kardeşçe yaşadıklarından sözederken, 25 yıl birlikte yaşadığı Veli Kılıç’ı yanına çağırdı. Veli Kılıç, Yaşar Kemal ile çocukluk ve gençlik yıllarını anlattı.
Yaşar Kemal’in önemli sözlerinden biri de, “Bütün Türkiye, Yaşar Kemal’in köyü gibi olsun” tümceleriydi.
Konuşmasını kısa kesmek isteyen Yaşar Kemal, kendisinin çok konuşmak yerine yazar biri olduğuna vurgu yaparak, “ben yazarım, konuşmayı pek beceremem”sözleri de farklı anlamlara götürüyordu insanları.
Nebil Özgentürk’ün Yaşar Kemal’in yaşamını anlatan kısa belgeseli izlerken Türkiye’de kültür ve sanata verilen değer, yasaklar ve sinema dünyasındaki sansürler açık olarak gözler önüne seriliyordu. İnce Memet romanının filme alınmasına Türkiye’de izin verilmemesi, yabancı bir film yapımcısının film çekimi için Türkiye topraklarında çekim izni verilmemesi, ardından yabanca bir ülkede çekimi yapılan filmin Türkiye’de gösterimine izin verilmemesi olaylarını izledik.
Vali Celalettin Cerrah açılış töreninde Yaşar Kemal’in ‘Kürt çocuğu” olmasına rağmen, Türk çocuklarıyla kavgasız ve barış içinde yaşamasını örnek göstererek, Türkiye’de Kürt, Türk, Laz, Çerkez hep birlikte kardeşçe yaşanabilir ülke olması dileklerini vurgularken, barış sürecine de bir noktada gönderme yapıyordu.
Hepimizin ve herkesin isteği barış ve kardeşçe yaşamak, buna bizlerde katılıyoruz. Ancak yaşanan veya yaşatılmak istenen süreçteki yol haritasının başarılı olup olamayacağı akılları karıştırıyor, işte tüm mesele burada yatıyor. Barış ve kardeşlikle, saygılar…