Her canlının bir kalbinin olduğunu, özellikle de insan kalbinin daha hassas ve duyarlı olduğunu bilir veya konuşuruz.
Hangi insan veya insanların kalp atışları veya içinden gelen duyguların doğru şekilde hareket ettiği noktasına gelince, son yıllarda akıllara durgunluk veren olumsuz olaylara tanık olmaktayız.
Ülkemizde yaşanmış gerçek olaylardan sizlere örnekler vermek istiyorum. İnançlı ve nüfusun yüzde 99’unun Müslüman olduğunu bildiğimiz ülkemizde yaşanan olumsuzluklar karşısında; “Kendisi tok iken, komşusu aç yatan bizden değildir!” sözünü lütfen ama anımsayınız!..
Ülkemizde geçtiğimiz yıl Üniversite sınavını kazandığı halde parasızlık nedeniyle 115 bin 669 gencimiz kayıt yaptıramamış. Ekonomik sıkıntı yaşanan ülkede gençler kazandıkları Üniversitelere kayıt yaptıramıyor ve boşta gezmeyi sürdürüyorsa bu olumsuzluktan kimlerin yararlanabileceğini düşünmemiz gerekir!
Çok yakından tanıdığım bir Üniversite öğrencisinden sözetmek istiyorum. Anne-baba hayatta değil. İşsiz bir erkek ile yine işsiz olan diğer iki kız kardeşiyle birlikte aynı evde yaşıyorlar. Kızlardan biri psikolojik tedavi görüyor, diğeri ise geçtiğimiz ay ameliyat oldu çalışmıyor. Babalarından kalan emekli maaşı ile evlenmemiş üç kız kardeş birlikte yaşıyor.
Bu kız kardeşlerden en küçüğü Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’ndeki bir bölümü kazanarak kaydını yaptırdı. Ancak öğrenciye “Yurt” çıkmayınca, Hatay’da ev arasa da en az 600 Tl. kira isteniyordu. Buna elektrik, su ve gıda ürünlerini de eklediğimizde rakam iki katına çıkabilecekti.
Babasından kendi payına düşen 600 Tl emekli evlat maaşı ile geçinen kızımız, Osmaniye’den Hatay’a gidiş geliş yaparak okumayı tercih etti.
Bu kendisi için daha az masraflı olacaktı. Şu anda da haftanın üç günü Osmaniye-Hatay arasında Üniversite eğitim-öğretimini görmek üzere gidiş-geliş yapan bu kızımızın günlük ve aylık giderlerinin ve babasından kalan emekli maaşının yetip yetmeyeceğini hesap etme zahmetinde bulunmanızı beklerim.
Ağrı ilimizde, 27 yaşındaki Ramazan İ., iddiaya göre alkollü şekilde evine gelip 20 yaşındaki eşi M.İ.’yi önce dövüyor, ardından yaktığı naylon poşeti yüzüne ve ayaklarına damlatarak yakıyor. Olay sırasında 3 yaşındaki kızının da alnına yanan poşeti sürüyor… Olay sonunda Kadın. İki çocuğu ile sığınma evine yerleştirilirken, yakalanan Ramazan İ. Emniyetteki sorgunun ardından serbest bırakılıyor…
Kazakistan’da 15 yıl işlediği cinayet nedeniyle İnterpol uluslar arası kriminal polis teşkilatı tarafından kırmızı bültenle aranmakta olan 50 yaşındaki Bakyizhan Uspanov, Konya’da kaldığı evde yakalandı. Yakalanan zanlının 2014 yılından bu yana arandığı öğrenildi…
Trabzon ilimizden bir haber: Alkollü araç kullanmaktan 2,5 ay hapis cezasına mahkum olan Mehmet A., cezasını; Kuran kursu inşaatında çalışarak çekiyor…
Yine kalp atışım hızlandı, tansiyonum yükselmeye başladı bu haber karşısında. Aklıma farklı bir soru geliverdi; “Kur’an kurslarındaki kız veya erkek çocuklara cinsel tacizde bulunanlara” aynı şekilde cezalar verildi mi acaba!?
Bu ülkede bir kadın Bakan düşünün; “cinsel taciz” olayları ile ilgili olarak; “Bir kereden bir şey olmaz!” diye talihsiz bir konuşma yapabiliyor!
Çocuklarınızın kimliklerinde; Anne-Baba adlarınız yazılı olabilir ama, çocuklarınızın yaşamını ve geleceğini garanti altına alamıyorsanız eğer; o çocuklardan saygı bekleme hakkınız olabilir mi!? Saygılarımla….