Güneş ve Yağmur…

Yaz aylarını yaşadığımız bu günlerde, güneşten rahatsız olan insanların şemsiye ile dolaştıklarını görüyoruz. 

Sağlığını düşünen böyle bir insanı sokakta gören çocuk, annesinin eteğine sarılarak; “Anne kız! Bu adamın başına yağmur mu yağıyor da şemsiye ile dolaşıyor, bizim başımıza neden yağmur yağmıyor!?”diye soruyor.

Aynı çocuk kış gününde aniden başlayan yağmur altında ellerini başına koyup giden birini pencereden gördüğünde; “Anne kız! Yağmur yağıyor, adamın şemsiyesi yok galiba, elini başına koyup şemsiye gibi kullanıyor baksana!”diye konuşuyordu.

Yaz mevsiminin günlerini yaşıyoruz ya, dolmuş duraklarımız sadece “D” levhası ile belirlenmiş ama insanların oturup dolmuş bekleme durakları yapılmamış. Güneş tepeden vuruyor, kucağında üç aylık bebeği ile bekleyen kadın, çocuğuna gölge olmaya çalışıyor.

Yanındaki bir kadın çocuklu kadına bakarak; “Bacım sen ilde yaşıyorsun ama ben Kadirli ilçenizden geliyorum, orada klimalı dolmuş duraklarını gördüm. Kadirli Belediyesi sizin Belediyenizden daha mı zengin!”diye konuşuyordu.

Şanlıurfa’dan Osmaniye’ye gelen bir vatandaşımız Bahçe ilçesinden aşağıya doğru otobüsle gelirken, tepedeki rüzgar güllerini görür. Rüzgar güllerinin büyük pervaneleri dönmektedir, otobüsün içerisinde de klima olduğu için vatandaş serin serin yolculuk yapmaktadır. 

İşlerini bitirip Şanlıurfa’ya dönen vatandaş kahvehanede oturup sohbet etmektedir. Çevresindeki insanlara; “Arkadaşlar, sizler ne görüyorsunuz ki! Bizim buradaki ilçede Belediye Başkanının hizmet ettiğini mi sanıyorsunuz!?

Gidin de siz Osmaniye’nin Bahçe diye bir ilçesi var orada dağın tepelerine bir yığın pervane koymuşlar, habire dönüyor, şehirdeki insanlar bu kocaman pervane ile sıcak havalarda buz gibi yaşayıp gidiyorlar!”diye konuşuyormuş.

Adana’nın bir ilçesinden Osmaniye’deki yakınlarını görmeye gelen yaşlı bir kadın, Kuzey Çevre yolu kavşağında, Sanayi sitesinin yanındaki parkın girişinde yerfısığı amblemini görür.

Otobüsün camından kafasını çıkarıp dikey olarak anıt gibi duran yerfıstığı amblemine bakarak yanındaki eşine; “Herif sende baksana şuna! Bir de Adana kebabının büyük şişlerle yapıp reklamını yapan lokantalardan sözediyorsun. Osmaniyeliler senin üç boyunun uzunluğunda eti şişe dizmişler kebap yapmışlar görmüyor musun, bu kebap Adana kebabını üç çeker!”diye konuşmuş.

Otobüsteki Osmaniyeli bir yolcu söze karışmış; “Teyzeciğim o şişe dizili olan et değil, yerfıstığı!”deyince kadın bu kez delikanlıya dönerek, “Abovvv! Demek ki Osmaniyeliler yerfıstığını şişe dizeler kebabını yapıp Adana kebabına rakip mi oluyorlar!?”diye yanıt vermiş.

Önceki gün öğle saatlerindeki sağanak yağış cadde ve sokaklarda sel suları oluşturdu.

Vatandaş sıkıntı yaşadığından dert yanıyordu. Bu arada bir vatandaş söze girdi; “Son günlerde kentte çöp araçları seyrek çalışmaya başladı, insanlar da çöplerini gelişi güzel yerlere atarak kirletiyor.

Bulutlar kentteki bu kirliliğe üzüldü ve yağmur bereketini vererek cadde ve sokakları temizliyor işte, size de hiç iyilik yaramıyor yani!”diye konuşuyordu.

Bir başka vatandaş ise; “Bu yağmur 15 Temmuz günü yağıyor, şehitlerin gözyaşları bu yağan rahmet! Belki birileri böyle anlamlı günden yağan yağmurdan bir anlam çıkarır da yeni şehit haberleri duymayız!”diyordu… Saygılarımla…