160x600
16 Nisan, 2025, Çarşamba
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Barış ve Vitrinlerimiz

Barıştan yana çok sözler söyleriz, kardeşce yaşama, dostlukların pekişmesi ve paylaşımdan sözeder dururuz.

Özellikle de Ramazan ayında barış sözleri, dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlikle ilgili sözleri günün her anında dilimizden düşünmeyiz.

Ramazan ayında akşam saatleri yaklaştığında fırınların önünden geçerken kızarmış susamlı ekmeğin kokusunu alan yoksul aile çocukları aklınıza geliyor mu? Ya da bir lokantanın önünden geçerken kaldırıma dizilmiş masaların üzerinde kızarmış kebap şişlerini izleyerek geçmekte olan yoksul aile çocuklarının yutkunarak yoldan geçtiklerini izlediğiniz oldu mu?

Lokantaların vitrinlerinde kızarmış tavuk gövdelerini yutkunarak izleyen ve nemli gözlerle onlara bakan yoksul aile çocuklarının gençlik yıllarını tahmin edebiliyor musunuz?

Yine vitrinlerdeki tabanca ve silahları izleyen çocukların neler düşünebileceğini tahmin edebiliyor musunuz?

Bir yanda lokanta vitrinlerinde kızarmış tavukların mis gibi kokusu çocukların burnundan içeriye doğru girerken, biraz daha ileriye doğru yürüğünde bir silah satan işyerinin önündeki kuru sıkı tabanca veya tüfekleri gördüğünde bu çocukların gençlik yıllarında barışı nasıl yaşayabileceğini düşünebiliyor musunuz.

Lokantaların vitrinlerindeki kızarmış tavukların içeriye alınmasını işyeri sahiplerinden istemeyebilirsiniz, ancak barıştan yana, dostluktan yana insanların geleceğinin ve gününün kavgasız olmasını gerçekten istiyorsanız, silah satışı yapan işyerlerindeki silahların vitrinlere konulmasını önleyebiliriz.

Adı üzerinde ‘silah’ Silah denildiğinde akla ilk gelen avlanmak olduğunu unuttuk. Kavgada ve hasımlara karşı kullanılan aletler olarak çocuklar algılamaya başladı.

Öyle ki cinayetlerin işlendiği aletlerin şekli ve isimleri bile tahmin edilemez oldu.

Odun kesilen motorlu testere ile insanlar öldürülüyor. Ramazan ayında bile cinayetler işlenir oldu.

Önceki gün iftar zamanı evine ekmek almak için fırının önünde bulunan Toprakkale ilçesindeki bir vatandaşımız, önceden aralarında husumet bulunan amcasının oğlu tarafından öldürülüyor.

Şimdi olaya bakalım. Öldüren oruçlu ise, o oruçlu bir insan cinayet işleyebilir mi? Ölen oruçlu ise orucunu açamadan yaşama veda etmiş oldu.

Olayın inanç ve dinsel açısına fazla girmek istemiyorum. Ancak, kutsal bildiğimiz bir ayda, kavgaların cinayetle sonuçlanması insanlarımızın psikolojilerinin bozulduğunun bir kanıtı olsa gerek.

Bu aradan din adamlarımızın ne gibi telkinlerde bulunduğu da merak konusu. Çocuklarımızın, gençlerimizin uyuşturucu batağına düşmemeleri için din adamlarımızın çeşitli yöntemlerle uyarılarda bulunmaları için birkaç kez olayı gündeme taşıdım.

Din adamlarının görevleri sadece camilerde namaz kıldırmak, törenlerde kur’an okuyup ardından da açılışlar yapmak olmamalı. Bugün bir başkasının çocuğunun kötü alışkanlıklarının önünü alamadığımız zaman, yarın yakınımıza, sonunda da aile bireylerimize gelebileceğini aklımızdan çıkarmamak gerekir.

Din adamlarımızdan isteğimiz ise, insanlarımızın inançlara karşı saygılı ve din adamlarımızın sözlerine uymalarının kolay olması nedeniyle önerilerde bulunmak istiyorum. Barış içinde bir yaşam dileklerimle, saygılar…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar