160x600
16 Nisan, 2025, Çarşamba
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Bahara veda…

Sonbahar ayını geride bıraktığımız bu günlerde, bölgemizde soğuk ve yağmurlu günlerde yaşanmaya başlandı.

Çukurova’da yağmur yağdığı zaman kış, güneş açtığı zaman ise yaz mevsimi günler yaşanmaktadır. İşte o günleri yaşıyoruz bu günlerde. Birkaç gün güneşli havanın ardından, gökyüzündeki kara bulutlar bir anda yerini soğuk ve yağmurlu havaya çevirdi.

Yağmurlu günlerde çarşı merkezindeki sel sularının geçit vermediği günler yaşıyorduk.  Kent merkezindeki önemli caddelerdeki sel sularının taşkınlarının önlenmesi için belli noktalara ızgaralar konulması önem taşıyordu. Yağmursuyu tahliye kanalları yapılmışta olsa yetersizliğine tanık oluyorduk.

Süreç içerisinde kentteki caddeler üzerine yağmur suyunun tahliyesi için ızgaralar yerleştirildi.

Kent merkezindeki önemli caddelerde belli noktalara sel sularının tahliyesi için ızgaralar yerleştirileceğini öğrendiğimizde sevindik. Kısa süre ızgara döşeme işlemlerinin yerleştirilmesi sonucu   kış  aylarında yağmurlu günlerde geçit vermeyen yollardaki sorunları bir noktada çözümlenmesi sağlanacaktır.

Osmaniye’deki yerleşim yerlerinin çoğunluğunun dere yataklarında olduğunu anımsadığımızda bizlerin de gereken önlemleri almak zorunda olduğumuz gerçeğini öteleyemeyiz.

Yağmurlu günlerde, sel baskınları ve taşkınlardan kentin korunabilmesi noktasında yetkililerin aldığı önlemler yeterli mi, değil mi diye düşünmek yerine bizlerin de gereken önlemleri almamız gerekiyor.

Yetkililere bu konuda çok işler düşüyor. Karaçay dere yatağının yıllar öncesine gidildiğinde bugün yoğun yerleşim alanları olarak bilinen hangi mahallelerin dere yatağı olduğunu öğrenebiliriz.

Karaçay dere yatağının sadece bugünkü aktığı yeri düşünmek yerine, yıllar öncesindeki yataklarını da unutmamak gerekiyor.

Tüm bu ve benzeri durumları düşündüğümüzde yetkililerin bugünkü önlemlerle yetinmemeleri, daha da kalıcı önlemler almaları önem taşımaktadır.

Yine yağmur, yine sel baskınları diye izlediğimiz televizyon haberlerinde yaşananları gördüğümüzde üzülüyoruz. Hele de yakınları sel baskınlarında zor anlar yaşayanlar daha çok üzülüyor. Böylesi durumlarda hedef net olarak ortaya çıkıyor. Yerel yönetimler ve inşaat yapılan alanlar dikkat çekiyor.

Doğal felaketler, deprem gibi olaylarla inşaatı yapanlar sorumlu oldukları kadar, bunlara izin veren yerel yönetimler de sorumluluk altındadır.

Bazı yerleşim yerlerinde binaların dayanıklılıkları ölçülüyor, sağlıklı olmayan kum ve malzemelerin kullanıldığı ortaya çıktığı söyleniyor. Gereken önlemler alınması, binaların yıkılması konusunda yerel yönetimlerin sorumlulukları ortaya çıkıyor. 

Bu binalar yapılmadan önce gereken denetimler yapılmış olsaydı, zamanında izin verilmese de inşaatlar sağlıklı olarak yapılsa daha iyi olmaz mıydı? Yerel yönetimlerin siyasi kaygıları, yandaş ve arkadaş kayırmaları neticesinde yıllar sonra üzücü olayları yaşayabiliyoruz.

Osmaniye’mizin de birinci derecede deprem kuşağında bulunduğunu, belli mahallelerin dere yatağı olduğunu unutmamak gerektiğinden hareketle, müteahhitler ve inşaat yaptıranlar da kendilerine göre önlemleri almalı, yerel yönetimler de gereken özeni göstererek denetimlerine önem vermelidir.

Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar