Temmuz ayını da gerilerde bıraktık. Bugün Ağustos ayının ilk günü. Temmuz ve Ağustos ayları bölgemizde en sıcak günlerin yaşandığı aylardır. Ağustosun ardından gelen Eylül ile birlikte sıcaklar da yerini serin havaya bırakmaya başlar.
Temmuz ayının sıcaklığı ile birlikte İskenderun ilçesindeki İSDEMİR çalışanlarının grevlerini basından izliyor olmalısınız. Önceki gün Osmaniye’ye gelen Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı M. Cengiz Gül’ün, Cebeliberek Kültür Merkezinde yaptığı konuşmanın satır başlıklara çok ilginçti.
Salon tamamen doluydu, grevdeki işçiler, eşleri, çocukları ile birlikte siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri de işçilerin hak alma mücadelesine destek vermek amacı ile gelmişlerdi.
Salona giremeyenler dışarıdan konuşmaları dinlediler. Heyecan doruktaydı.
Sendika Başkanı Gül’ün konuşmalarındaki kararlılık ve İSDEMİR Genel müdürü için söyledikleri çok önemliydi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı’ndan fazla maaş alan bir Genel Müdür düşünebiliyor musunuz?
Bir ülkede, o ülkenin en tepesindeki Devletin Başkanından fazla maaş alabilen bir kurumun Müdürü hangi ülkede var diye insanın kafası karışıyor.
Gül’ün bu sözleri gerçekten şaşırtıcı gelmiştir sizlere. İşçiye zam vermeye geldiğinde cimri davranan Müdürler, kendilerinin aldıkları maaşların onda birini bile vermekten kaçınıyorlarsa, böylesi işyerlerinde iş barışının nasıl sağlanabileceğini düşünmek gerekiyor.
İsdemir işçisi alın teri emeklerinin karşılığını alabilmek için TİS görüşmelerinde sonuç alınamayınca greve gittiler. İşveren ise burada grev kırıcılığı yapmaya çalışıyor. 20-25 işçi greve çıkmayarak çalışmalarını sürdürüyorlar.
Bunun dışında farklı bir konu daha var. Sendikasız olarak işçilerle masaya oturmak isteyen işveren, yüzde 30 dolayında zam yapmayı kabul ediyormuş. Sendika ile görüşmelerde ise yüzde 6’lık bir artış öneren işverenin sendikasız sözleşme ile yüzde 30 vermesi de düşündürücü değil mi?
İsdemir grevi için çevre il ve ilçelerdeki yerel yönetimler, siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri tam destek veriyorlar. Osmaniye’deki toplantıya katılanların yoğunluğunu gördüğümüzde insanların emekten yana mücadelenin tam olarak içinde olmaları sevindiriciydi.
Grevdeki işçilerin çıkışlarının verileceği kaygısı yaşanıyor. Sendika her konuda direneceğini söylüyor. Sendika başkanı Gül, “bu güne kadar adam satmadık, satmayız!”diye konuşurken, işveren temsilcisini televizyon kanalında canlı yayına davet ediyor.
Sendika Başkanı Gül’ün dokundurucu ve çaktırmadan iğneleyici sözcükleri de vardı. İktidarından, muhalefetine kadar siyasi partilere de gönderme yapan Gül, işçinin alın terinden ve emeğinin karşılığını istemekten başka kaygısı olmadığını, işyerlerine zarar vermek veya ekonomiyi yıpratmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını vurguluyordu.
Sendika Başkanı bunları söylerken, işveren temsilcisinin duyarsızlıklarına baktığımızda, grevdeki her geçen gün işyerlerinde üretimin azalması ile ekonomik olarak ne kadar zararın olduğu işveren temsilcisi tarafından neden hesaplanmıyordu?
Bu işin bir gün bir şekilde sonuçlanacağı gerçeğinden hareket ettiğimizde, ümidimiz işçi çıkışları yaşanmadan sorun kısa sürede emekten ve haktan yana sonuçlanır. Saygılarımla…
