
Eklem rahatsızlıkları günümüz yaşam koşulları nedeniyle artarken, Egepol Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hasan Tatari, eklem koruyucu cerrahi ile ağrısız bir yaşamın mümkün olduğunu belirtiyor.

Günümüz yaşam koşulları, eklem rahatsızlıklarının her yaş grubunda artış göstermesine neden oluyor. Egepol Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hasan Tatari, eklem sorunlarının yaşa bağlı olarak farklı derecelerde ortaya çıktığını ve modern tedavi yöntemleriyle başarılı sonuçlar alındığını ifade etti.
Prof. Dr. Tatari, özellikle ileri yaşlarda sıkça görülen ve halk arasında “kireçlenme” olarak bilinen diz kıkırdak dejenerasyonunun yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediğini vurguladı.
“Hastanın yürüme gibi günlük aktiviteleri zorlaştıysa, ağrıları artmışsa ve diğer tedaviler sonuç vermediyse diz protezi uyguluyoruz,” diyen Tatari, operasyonun yaklaşık 1-1.5 saat sürdüğünü belirtti.
Ameliyat sonrası hastalar ertesi gün ayağa kalkabiliyor, 3 gün içinde taburcu oluyor ve normal yaşama dönüş süreci ise kişiden kişiye değişiyor.
Diz protezinin genç hastalarda bazı riskler taşıdığını kaydeden Tatari, “Protezler zamanla gevşeyebilir ve yenilenmesi gerekebilir.
Bu nedenle 40-60 yaş arası hastalarda eklem koruyucu cerrahilere yöneliyoruz,” dedi. Eklem bozulmadan yapılan medikal ve cerrahi müdahalelerle ağrının azaltıldığını ve eklem sağlığının korunduğunu ifade etti.
Tatari’ye göre, kıkırdak dejenerasyonu olan hastalarda tedavinin temel taşları kilo vermek ve düzenli egzersiz yapmak. Özellikle kadın hastalarda kas ve kemik yapısının erkeklere göre daha zayıf olması nedeniyle yürüme zorluklarının daha sık görüldüğünü belirtti.
Eklem içi enjeksiyonların (hyaluronik asit, PRP, kök hücre, kollajen) hastalığın ilerleyişini durdurmasa da bir süre ağrısız bir yaşam sağladığını aktaran Tatari, bu tedavilerin gerektiğinde tekrarlanabildiğini söyledi.
Ayrıca, kıkırdak naklinin genç hastalarda, dizin sadece belirli bir bölgesinde hasar bulunan durumlarda etkili bir çözüm olduğunu vurguladı. Kıkırdak, hastanın kendi vücudundan veya kadavradan temin edilebiliyor.
Prof. Dr. Tatari, kireçlenmenin henüz ileri seviyelere ulaşmadığı 40-60 yaş grubunda, bacak deformitesine yol açan kıkırdak kaybı ve ağrı sorununa dikkat çekti.
“Dizlerin iç kısmında kıkırdak kaybı, ağrı ve parantez bacak görünümüne neden oluyor. Tedavi edilmezse deformite ve ağrı artıyor,” diyen Tatari, bu hastalarda Yüksek Tibial Osteotomi ameliyatının uygulandığını belirtti.
Bu operasyonla kaval kemiği düzeltilerek bacak eğriliği gideriliyor ve diz eklemine eşit yük dağıtımı sağlanıyor. Böylece hem ağrı azalıyor hem de ileride diz protezi ihtiyacı büyük ölçüde önleniyor.
Prof. Dr. Mehmet Hasan Tatari, eklem rahatsızlıklarının modern cerrahi teknikler ve doğru yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
Erken teşhis ve uygun tedaviyle hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini belirten Tatari, eklem sağlığını korumak için düzenli egzersiz ve ideal kilonun önemine dikkat çekti.

Yorum Yazın